Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle karakterize edilen bir duruş bozukluğudur. Çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıksa da, yetişkinlikte de gelişebilen skolyoz; duruş bozukluğu, sırt ağrısı ve zamanla hareket kısıtlılığı gibi sorunlara neden olabilir. Erken teşhis, skolyozun ilerlemesini önlemek ve yaşam kalitesini korumak açısından büyük önem taşır.
Bu yazımızda; skolyozun ne olduğuna, neden olduğuna, belirtilerine, türlerine, hangi egzersizlerin iyi geldiğine ve çok daha fazlasına detaylı olarak bakacağız.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz, omurganın yana doğru anormal eğriliği ile karakterize edilen bir sağlık sorunudur ve genellikle “S” ya da “C” şeklinde görülür. Bu durum çoğunlukla çocukluk ya da ergenlik dönemindeki büyüme atakları sırasında gelişir. Skolyoz dereceleri her bireyde değişkenlik gösterebilir ve vakaların çoğu “idiopatik” olarak sınıflandırılır, yani nedeni bilinmemektedir. Skolyoz hafif olabilir ve fark edilmeyebilir ya da postür ve hareketi etkileyen ciddi eğriliklere ilerleyebilir. Tanı genellikle fizik muayene ve röntgen ile konur.

Skolyoz Neden Olur?
Skolyoz, biyolojik, mekanik ve çevresel birçok faktörden kaynaklanabilir. Vakaların çoğu “idiopatik” yani belirgin bir nedeni olmayan türdedir, ancak yapılan araştırmalar bazı temel etkenlerin skolyoz gelişiminde rol oynayabileceğini göstermektedir. İşte başlıca gruplandırılmış nedenler:
Hormonel Dengesizlik
Özellikle melatonin ve östrojen gibi hormonlardaki dengesizliklerin idiopatik skolyozla ilişkili olabileceği gösterilmiştir. Araştırmalara göre, melatonin sinyal iletimindeki bozukluklar omurga büyümesini ve kas tonusunu etkileyebilir; bu da özellikle ergenlikte omurga dengesizliğine neden olabilir. Bu durum, postüral stabiliteyi bozarak omurga eğriliğine zemin hazırlayabilir.
Kas Asimetrisi
Sırt kaslarının sol ve sağ tarafları arasındaki dengesizlikler, omurgada eğriliğe neden olabilir. Bir taraftaki kasların zayıf ya da diğer tarafa göre daha fazla çalışması, zamanla omurları asimetrik olarak çekebilir. Bu dengesizlik hem skolyozun nedeni hem de sonucu olabilir ve duruş bozukluğuyla birlikte giderek kötüleşebilir.
Çevresel Faktörler
Kötü duruş, yanlış sırt çantası kullanımı, yetersiz fiziksel aktivite ve bazı beslenme eksiklikleri gibi çevresel etkenler, skolyoz gelişimini tetikleyebilir. Bunlar doğrudan neden olmasa da mevcut eğrilikleri kötüleştirebilir veya ilerlemeyi hızlandırabilir. Ayrıca sosyoekonomik durum ve erken tanı imkânı da skolyozun seyri üzerinde etkilidir.
Nörolojik ya da Doğuştan Gelen Durumlar
Skolyoz bazı vakalarda beyin felci (serebral palsi), kas distrofisi gibi nörolojik hastalıklar veya doğumsal omurga şekil bozukluklarına bağlı olarak gelişebilir. Bu tür skolyoz genellikle çocukluk çağında ortaya çıkar ve daha hızlı ilerleme eğilimindedir. Bu nedenle daha erken ve ciddi tıbbi müdahale gerekebilir.
Genetik Yatkınlık
Skolyoz, sıklıkla aile içinde tekrarladığı için genetik bir yatkınlık taşıdığı düşünülmektedir. Bağ dokusu yapısı, omurga gelişimi ve sinir-kas koordinasyonu ile ilişkili birçok gen bu süreçte rol oynayabilir. İkiz çalışmaları ve aile öyküsü, skolyozun kalıtsal olabileceğini desteklemektedir; ancak çoğu zaman tek bir genle açıklanamaz.

Skolyoz Türleri Nelerdir?
Skolyoz, birçok farklı türü olan bir hastalıktır. Gelin, bu türlere beraber göz atalım:
İdiopatik Skolyoz
Bu, en yaygın skolyoz türüdür ve kesin nedeni bilinmemektedir. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve büyüme atakları sırasında ilerleyebilir. Aile içinde görülme sıklığı, genetik bir yatkınlığı düşündürmektedir. Tanı çoğunlukla çocukluk veya ergenlik döneminde yapılan rutin taramalar sırasında konulur.
Doğumsal (Konjenital) Skolyoz
Doğumsal skolyoz, doğumda mevcut olup omurganın fetal gelişimi sırasında yanlış şekillenmesinden kaynaklanır. Genellikle erken çocukluk döneminde fark edilir ve başka organ anormallikleriyle birlikte görülebilir. Çocuk büyüdükçe eğrilik kötüleşebilir. Şiddetine göre cerrahi müdahale gerekebilir.
Nöromüsküler Skolyoz
Bu tür skolyoz, serebral palsi, kas distrofisi veya omurilik yaralanmaları gibi nörolojik ya da kas hastalıklarına bağlı olarak gelişir. Kasların omurgayı yeterince destekleyememesi sonucu eğrilik oluşur. Genellikle diğer skolyoz türlerine göre daha hızlı ilerler. Tedavide fizik tedavi, korse ve bazen cerrahi gerekebilir.
Dejeneratif (Erişkin Tipi) Skolyoz
Dejeneratif skolyoz, genellikle disk dejenerasyonu veya osteoporoz gibi yaşlanmaya bağlı omurga değişiklikleri nedeniyle yaşamın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkar. 50 yaş üstü bireylerde yaygındır ve genellikle bel ağrısı ve omurga dengesizliği ile birlikte seyreder. Eğrilik genellikle hafiftir ancak tedavi edilmezse ilerleyebilir. Fizik tedavi ve ağrı yönetimi yaygın tedavi yöntemleridir.
Skolyoz Belirtileri Nelerdir?
Skolyoz hastalığı, farklı belirtileri olan bir durumdur. Yetişkinlerde skolyoz belirtileri arasında araştırmalarda şu belirtilere yer verildiğine rastlarız:
Omuzlarda Dengesizlik
Skolyozlu bireylerde omuz seviyeleri genellikle eşit değildir; bir omuz diğerinden daha yüksek veya düşük olabilir. Bu durum özellikle kıyafetlerin omuz kısmında eğrilik olarak fark edilebilir. Aynı zamanda sırt çantası taşıma veya aynaya bakıldığında bariz hale gelir. Omuz dengesizliği, skolyozun erken evre belirtilerinden biridir.
Belirgin Omuz Kürek Kemiği (Skapula Çıkıntısı)
Bir omuz kürek kemiği diğerine göre daha belirgin ya da dışa çıkık olabilir. Bu durum, sırtın bir tarafındaki kasların zayıflaması veya omurgadaki eğriliğin bu bölgeyi zorlamasıyla oluşur. Çocuklarda özellikle eğilme hareketi sırasında kolayca gözlemlenebilir. Fiziksel muayenelerde bu belirti sıkça kontrol edilir.
Kalça ve Bel Asimetrisi
Skolyoz, belin ya da kalçaların bir tarafının diğerine göre daha yüksek veya farklı görünmesine neden olabilir. Pantolonun ya da eteğin bir tarafta daha yukarı çıkması bu duruma işaret edebilir. Bu asimetri duruş bozukluklarına ve uzun vadede denge kayıplarına yol açabilir. Özellikle omurgadaki eğrilik bel bölgesine yerleşmişse daha belirgindir.
Görünür Omurga Eğriliği veya Yana Eğilme
İleri düzey skolyozda, omurga çıplak gözle eğri görünebilir ya da vücut bir yana doğru eğilmiş gibi durabilir. Bu durum genellikle ayna karşısında ya da sırt fotoğraflarında fark edilir. Eğrilik, “C” ya da “S” şeklinde olabilir ve duruşu bozar. Fiziksel görünümdeki bu değişiklikler psikolojik etkiler de yaratabilir.
Sırt Ağrısı
Özellikle erişkinlerde skolyoz, kas dengesizlikleri ve omurgaya binen yük nedeniyle sırt ağrılarına yol açabilir. Bu ağrılar hareketsizlik, uzun süre ayakta kalma ya da yanlış postürle artabilir. Hafif vakalarda nadiren ağrı görülse de ilerleyen skolyozda yaşam kalitesini düşürebilir. Tedavi edilmediğinde kronikleşebilir.
Nefes Darlığı ve Yorgunluk
Ciddi omurga eğrilikleri, göğüs kafesinin daralmasına neden olarak akciğer kapasitesini etkileyebilir. Bu durum nefes darlığına ve özellikle efor sırasında çabuk yorulmaya yol açabilir. Yetişkinlerde bu şikâyetler daha sık görülür. Solunum fonksiyon testleri ile takip gerekebilir.
Belirti Göstermeyen Vakalar
Bazı çocuklarda skolyoz hiçbir fiziksel belirti vermez ve yalnızca rutin sağlık taramaları sırasında fark edilir. Bu tür vakalar genellikle hafif eğriliklerde görülür. Ancak erken teşhis edilmezse zamanla ilerleyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller önemlidir.
En İyi Skolyoz Egzersizleri Hangileri?
Çeşitli egzersizler, skolyoza bağlı ağrıları azaltmaya veya skolyoz tedavisine destek olabilir. Skolyoz hareketleri olarak da bilinen bu hareketler şunlardı ve bu hareketler evde skolyoz egzersizlerinin arasında yer alır:

Pelvik Tilt (Pelvik Eğme Egzersizi)
Pelvik tilt, skolyoz hastalarında bel bölgesindeki kasları güçlendirmek ve omurgayı destekleyen kas gruplarını dengelemek için etkili bir egzersizdir. Bu egzersiz alt sırt kaslarının gevşemesine, karın kaslarının aktifleşmesine ve bel çukurunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Ayrıca omurga hizalanmasını destekleyerek, skolyozun ilerlemesini önlemeye katkı sağlayabilir.
Nasıl yapılır: Egzersiz için sırt üstü düz bir zemine uzanılır, dizler bükülür ve ayak tabanları yere düz basar. Karın kasları sıkılarak sırt yere bastırılır ve pelvis hafifçe yukarı doğru eğilir. Bu pozisyon 5–10 saniye tutulur, ardından gevşetilir.

Schroth Side-Shift Exercise (Schroth Yana Kayma Egzersizi)
Schroth yöntemi, skolyoza özel geliştirilmiş en etkili fizyoterapi yaklaşımlarından biridir ve bu egzersiz omurgayı nötr pozisyona taşımayı hedefler. Özellikle lateral (yan) eğriliklerin düzleştirilmesine yardımcı olur. Duruş bilincini artırır ve skolyozun görünümünü azaltmada faydalı olabilir.
Nasıl yapılır: Ayna karşısında dik durulur, eğriliğin ters yönüne doğru gövde kontrollü şekilde yana doğru kaydırılır. Omuzlar ve kalçalar düz tutulmalı, sadece gövdeyi yana doğru itmek hedeflenmelidir. Egzersiz sırasında derin diyafram nefesiyle solunum yapılır. Her kaydırma pozisyonu 5–10 saniye tutulabilir.

Cat-Camel Stretch (Kedi-Deve Esnetmesi)
Cat-camel egzersizi, omurganın hareketliliğini artırmak ve skolyoz nedeniyle oluşabilecek sertlikleri azaltmak için idealdir. Aynı zamanda omurganın hem esneme hem de kasılma yönünde çalışmasını sağlar, bu da skolyozlu bireylerin omurgalarını daha sağlıklı bir pozisyona getirmelerine yardımcı olur. Düzenli uygulama, sırt ve boyun ağrılarında da rahatlama sağlayabilir.
Dört ayak üzerinde yere oturularak başlanır; eller omuz hizasında, dizler kalça hizasında olmalıdır. Nefes vererek sırt yukarı doğru kamburlaştırılır (kedi pozisyonu), ardından nefes alınarak bel içeriye doğru çökertilerek baş yukarı kaldırılır (deve pozisyonu). Hareket kontrollü ve yavaş yapılmalı, her pozisyon 5 saniye tutulmalıdır. 8–10 tekrar idealdir.
Bel ağrısına yönelik ağrılarınız da varsa “Bel Ağrısı İçin Esneme Egzersizleri” yazımıza bakabilirsiniz.
Skolyozlu Hastalar için Daha İyi Yaşamanın Yolları
Fiziksel Aktivite ve Egzersiz
Skolyoz hastaları için yukarıda bahsettiğimiz egzersizlerin yanı sıra daha sürdürülebilir olan yüzme, yürüyüş, yoga ve pilates gibi düşük etkili egzersizler de oldukça faydalıdır. Bu aktiviteler duruşu destekleyen ve merkezi kasları güçlendiren etkiler sunar. Skolyoza özel fizik tedavi programları, omurgayı dengelemeye ve eğriliğin ilerlemesini durdurmaya yardımcı olur. Yüksek etkili sporlar, ağır kaldırma veya asimetrik hareketler ise dikkatle ve mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır.
Beslenme
Kalsiyum, magnezyum, protein ve D vitamini bakımından zengin bir dengeli diyet kemik sağlığını destekler. Antioksidan ve anti-enflamatuar içerikli gıdalar (yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, omega-3 kaynağı yağlı balıklar gibi) kaslardaki gerginliği azaltmaya yardımcı olabilir. Sağlıklı kilo korunması, omurgaya binen yükü azaltır.
Bunlara ek olarak antioksidanlar hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “Antioksidan Nedir, Ne İşe Yarar? Antioksidan İçeren Besinler” yazımızı da okuyabilirsiniz.
Skolyoza Sahip Kişiler Nasıl Uyumalı?
Yan yatarken dizlerin arasına yastık koymak: Skolyozlu bireyler için, yan yatarken dizlerin arasına yastık koymak omurganın doğal hizasını korumaya yardımcı olur. Bu pozisyon, bel ve kalça üzerindeki baskıyı azaltarak kas gerginliğini önler. Aynı zamanda omurga eğriliğinin ilerlemesini yavaşlatabilir ve daha dengeli bir uyku duruşu sağlar. Rahat bir uyku pozisyonu sunarak gece boyunca daha kaliteli dinlenme sağlar.
Sırt üstü yatarken diz altına yastık yerleştirmek: Sırt üstü yatarken dizlerin altına yerleştirilen bir yastık, belin doğal eğrisini destekler ve omurganın düz bir hatta kalmasına yardımcı olur. Bu yöntem, alt sırt bölgesindeki baskıyı azaltarak ağrının hafiflemesini sağlar. Özellikle lumbal bölgesi etkilenmiş skolyoz hastaları için önerilir. Ayrıca sabahları daha az tutuklukla uyanılmasına katkıda bulunur.
Destekleyici yataklar: Ortopedik ve destekleyici yataklar, skolyozlu bireyler için omurgayı nötr pozisyonda tutarak gece boyunca doğru hizalanma sağlar. Vücut basıncını eşit şekilde dağıtarak kaslarda ve eklemlerde oluşabilecek ağrıyı azaltır. Yatak seçimi, uzun vadede skolyozun ilerlemesini engellemede ve uyku kalitesini artırmada kritik rol oynar. Özellikle orta sertlikte, vücuda uyum sağlayan yataklar tavsiye edilir.
Kaçınılması Gerekenler
Tek omuzda çanta taşımak, dengesiz oturmak veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak önerilmez. Hareketsiz yaşam tarzı, kötü duruş alışkanlıkları ve doktor kontrollerini ihmal etmek skolyozun ilerlemesine neden olabilir. Fizik tedavi ya da ortopedik danışmanlık alınmadan yapılan rastgele egzersizler önerilmez.
- Tek omuzda çanta taşımak: Dengesiz yük taşıma, omurgada eğriliklere ve kaslarda dengesizliğe yol açabilir.
- Dengesiz oturmak veya uzun süre aynı pozisyonda kalmak: Uzun süre aynı pozisyonda oturmak, omurga üzerindeki baskıyı artırabilir ve skolyozun ilerlemesine yol açabilir.
- Hareketsiz yaşam tarzı: Yetersiz fiziksel aktivite, kasları güçsüzleştirir ve omurganın doğru hizalanmasını zorlaştırır.
- Kötü duruş alışkanlıkları: Yanlış oturma ve duruş pozisyonları, skolyozun gelişmesini hızlandırabilir.
- Doktor kontrollerinin ihmal edilmesi: Düzenli kontroller yapılmazsa, skolyozun ilerlemesi engellenemez ve durum daha ciddi hale gelebilir.
- Rastgele egzersizden kaçınmak: Fizik tedavi veya ortopedik danışmanlık alınmadan rastgele egzersizler yapılmamalıdır. Uzman rehberliği olmadan yapılan yanlış egzersizler, durumu daha da kötüleştirebilir.

Skolyoz Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Skolyoz tedavi edilmezse, özellikle ergenlikteki büyüme dönemlerinde ya da erişkinlikte dejeneratif nedenlerle eğrilik zamanla kötüleşebilir. Tedavi edilmeyen skolyoz, kronik sırt ağrısına, hareket kısıtlılığına ve görünümde bozulmaya yol açabilir. İleri düzeyde, omurganın kalp ve akciğerlere baskı yapması sonucu nefes darlığı ve dolaşım sorunları gelişebilir. Uzun süre ayakta durmak, yürümek veya oturmak zorlaşabilir. Fiziksel kısıtlamalar ve dış görünüşteki değişiklikler, psikolojik etkiler yaratabilir. Bu yüzden erken teşhis ve düzenli takip, yaşam kalitesini korumak için hayati öneme sahiptir.
Skolyoz Korsesi İşe Yarar mı?
Evet; skolyoz korseleri, büyüme çağındaki çocuk ve ergenlerde eğriliğin ilerlemesini yavaşlatabilir ya da durdurabilir. Araştırmalar, korsenin Cobb açısı 25°- 45° arasında olan vakalarda düzenli kullanıldığında etkili olduğunu göstermektedir. Korseler, omurgaya dışarıdan baskı uygulayarak eğriliği düzeltmeyi amaçlar. Yeni nesil korseler, üç boyutlu düzeltme sağlayarak hem estetik hem de işlevsel gelişimi destekleyebilir. Özellikle kemik gelişimi tamamlanmadan önce kullanılması önerilir.
Kifoz ve Skolyoz Arasındaki Fark Nedir?
Kifoz ve skolyoz her ikisi de omurga eğrilikleridir, ancak farklı düzlemlerde ortaya çıkarlar. Kifoz, omurganın yan (sagittal) düzlemde öne doğru aşırı eğilmesiyle oluşur ve genellikle sırtın üst kısmında kambur bir görünümle kendini gösterir. Skolyoz ise omurganın ön-arka (koronal) düzlemde yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkar. Araştırmalara göre bu iki bozukluk bazı hastalarda birlikte görülebilir ve özellikle kifoz skolyoz gibi durumlarda doğru tanı ve tedavi planlaması için farklarının bilinmesi önemlidir.
Skolyoz Ağrı Yapar mı?
Evet, skolyoz özellikle erişkinlerde ya da ciddi eğriliklerde kronik sırt ağrısına yol açabilir. Skolyoz ağrısı genellikle kas dengesizlikleri, eklem yüklenmeleri ya da omurgadaki dejeneratif değişikliklerden kaynaklanır. Hafif skolyozu olan çocuklar genellikle ağrı yaşamaz. Ancak tedavi edilmediğinde ilerleyerek daha ciddi semptomlara neden olabilir. Fizik tedavi ve postür düzeltme, ağrı yönetiminde faydalıdır.
Skolyoz Düzelir mi?
skolyoz başlangıcı ve hafif skolyoz vakaları büyüme ve hedefe yönelik egzersizlerle sabit kalabilir veya iyileşebilir. Özellikle ergenlik döneminde erken başlanan korseli tedavi ve egzersizler eğriliğin ilerlemesini durdurabilir. Daha ileri ya da doğuştan gelen skolyozlarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Doğru zamanda başlanan tedaviyle eğriliğin kontrol altına alınması mümkündür. Tam düzelme her zaman mümkün olmasa da belirgin iyileşme sağlanabilir.
Skolyoz Genetik mi?
Evet, özellikle idiopatik skolyozun genetik bir bileşeni olduğu düşünülmektedir. Araştırmalar, skolyozun genellikle aile bireylerinde tekrarlandığını ve birden fazla genin omurga gelişimi ile eğrilik biçimini etkileyebileceğini göstermektedir. İnsan ve hayvan modelleri üzerinde yapılan genetik çalışmalar skolyozun kalıtsal yönünü desteklemektedir. Bu da skolyozun yalnızca tek bir nedenden değil, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşiminden kaynaklandığını düşündürmektedir.
SIK SORULAN SORULAR
Skolyoz Derecesi Nasıl Ölçülür?
Skolyozun derecesi, skolyoz çeşitlerine göre değişir. Omurganın en eğik iki omuru arasındaki açının Cobb açısı yöntemiyle röntgen üzerinde ölçülmesiyle belirlenir.
Skolyoz İlerler mi?
Evet. Skolyoz, özellikle ergenlikteki hızlı büyüme dönemlerinde veya erişkinlikte dejeneratif nedenlerle zamanla ilerleyebilir.
Skolyoz Sonradan Olur mu?
Evet. Skolyoz, özellikle yaşa bağlı omurga dejenerasyonu sonucu erişkinlikte de gelişebilir (dejeneratif skolyoz).
Skolyoz Bel Ağrısı Yapar mı?
Evet. Skolyoz özellikle yetişkinlerde ve ileri eğriliklerde sırt ve bel ağrısına neden olabilir.
Yüzme Skolyoza İyi Gelir mi?
Evet. Skolyoza iyi gelen sporların arasında yüzme yer alır, omurga üzerinde baskı oluşturmadan kasları güçlendirdiği ve postürü iyileştirdiği için skolyoz hastalarına önerilir.
Skolyozu Olanlar Nasıl Yatmalı?
Skolyozlu bireyler, dizlerinin arasına yastık koyarak yan yatmalı veya diz altına yastık koyarak sırt üstü yatmalıdır. Bu pozisyonlar omurga hizasını korur.
Pilates Skolyoza İyi Gelir mi?
Evet. Pilates; duruşu düzeltmeye, esnekliği artırmaya ve omurgayı destekleyen kasları güçlendirmeye yardımcı olabilir.
Kaynaklar:
Barrios, C., A. A. Ahmed, M. A. Aebi, and A. A. Aebi. “Etiology of Idiopathic Scoliosis: Current Trends in Research.” Spinal Cord, vol. 33, no. 3, 1995, pp. 256–265. SpringerLink.
Grivas, Theodoros B., and Theodoros Savvidou. “Melatonin and the Role of Biomechanics in Idiopathic Scoliosis.” Scoliosis, vol. 2, no. 1, 2007, p. 6. ScienceDirect.
Kouwenhoven, J. W. M., and M. C. de Kleuver. “Current Concepts of the Etiology of Adolescent Idiopathic Scoliosis.” Pediatric Rehabilitation, vol. 9, no. 1, 2006, pp. 3–14. Elsevier.
Sheikh, Sadaf. “A Review of Adult Idiopathic and Degenerative Scoliosis.” ResearchGate, 2017.
Zalaletdinov, R., G. Ilyasova, and M. Yakhina. “The Role of Posture Disorders in the Development of Idiopathic Scoliosis.” Medical Journal of the Russian Federation, vol. 27, no. 1, 2021, pp. 62–66.