Geçtiğimiz yıl Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda paralel barda gümüş madalya kazanan Ahmet Önder, Dünya Şampiyonası tarihinde, bu branşta madalya kazanan ilk Türk cimnastikçi unvanını elde etmiş ve tarihe adını yazmıştı. Bu başarı ile henüz 24 yaşında 2020 Tokyo Olimpiyatı Oyunları’na katılma hakkı da elde etmişti.
Pandemi ile askıya alınan birçok şey gibi, olimpiyatlar da, Önder’in kazanacağı yeni rekorlar da şu an için beklemede. Aslında beklemede olan bizleriz, Önder antrenmanlarına devam ediyor. Zira, kendisinin de dediği gibi; olimpiyatlara hazırlanmak her şeyden önce sağlam bir irade işi. Yeni başarılara adım adım yürüyen Önder’e spor ve beslenme düzeni ile ilgili özel sorular sorduk ve iradesini nasıl cilaladığını sizler için öğrendik.
Bir cimnastikçi olimpiyatlara nasıl hazırlanır?
Olimpiyatlar, bu yılki istisnayı saymazsak, 4 yılda bir yapılıyor. Bu kadar uzun aralıklarla yapılmasının bir amacı var: Uzun bir çalışma disiplini ve programı istemesi. Olimpiyata işte tam olarak bu doğrultuda, uzun dönem stratejileri kurarak hazırlanılıyor. Ona göre yapılan bir diyet ve antrenman programı, ona göre dizayn edilen bir psikolojik eğitim. Yalnız uzun dönem stratejisi kurmanın şöyle bir handikabı var, kısa vadeli hedeflerde günlük görevlerinizin tek tek üstünü çizip ilerlemek kolay. Uzun vadede ise bu güçlü bir irade istiyor. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim; irade, disiplin, alışkanlıklar bir cimnastikçiyi olimpiyata hazırlar. Geri kalanı, ne kadar zor serileri başarmaya çalışırsanız çalışın, teknik ayrıntılar.
Cimnastik, tüm bu başarılarının yanında, sağlık açısından hayatına ne kattı?
Fiziksel gelişimimiz yalnızca dışarıdan görünen kaslarımızdan ibaret değil. Güçlenmek demek sinir sistemimizin, bağışıklık sistemimizin de güçlenmesi demek. Cimnastik beni daha zinde biri yapıyor, daha dinç biri yapıyor ve daha az hastalığa yakalanmamı sağlıyor. Çünkü vücudum normalden daha dayanıklı ve savaşçı durumda oluyor.
Karantina sürecindeki antrenman rutinin nasıldı?
Genelde 2 bölümden oluşuyordu. Kahvaltı öncesi bir saat çalışıyordum. Akşamüstüne doğru da -ki genelde takım halinde yaptığımız çalışmalar oluyor bunlar- bir buçuk saat kadar antrenman yapıyordum. Evin içindeyiz diye ısınmayı, açma germeyi hiç ihmal etmedik. Bunlar profesyonel sporda şakaya gelecek şeyler değil. Branşımıza dair hareketlerimizi yapamasak da evde de amuda kalkabiliyoruz, şınav çekebiliyoruz, kardiyo yapabiliyoruz. Tüm kaslarımı çalıştırabileceğim hareketleri programıma eklemeye çalıştım.
Yapmayı en sevdiğin antrenman hangisi?
Her ne kadar teknik cimnastik çalışmalarını sevsem de fitness’ın formum üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyorum ve fitness yaptıktan sonra kaslarımdaki şişlik, gelişme hissi herkes gibi beni de tatmin ediyor.
Peki, en sevmediğin antrenman hangisi ve neden?
Koşu antrenmanları. Çünkü cimnastik yaparken hissettiğim o farklı adrenalin ve heyecan burada söz konusu değil. Devamlı sabit hareket ve tempo olduğu için sıkılıyorum.
Nasıl besleniyorsun? Standart bir diyetin var mı, yoksa yarışma dönemlerinde mi beslenmene özen gösteriyorsun?
Genel olarak diyetisyenim ile bana özel bir sağlıklı beslenme programı oluşturduğumuz için onu uyguluyorum. Dönemsel olarak ufak tefek değişiklikler mutlaka oluyor. Bizim branşta sıklet söz konusu değil ama kendi vücudunuzun ve yapmak istediklerinizin kapasitesine göre bir ideal kilonuz mutlaka oluyor. İdeal kiloda olmak ve yeterli karbonhidrat, protein ve yağ almak benim performansım için çok önemli oluyor. O yüzden sadece yarışma dönemi değil, öncesi ve sonrası dönemlerde de yeterli ve dengeli besleniyorum.
Gizli gizli yediğin yasaklı bir şey var mı?
Tatillerde bazen ipin ucunu kaçırdığım oluyor ama onun dışında da kendime çok katı yasaklar koymuyorum. Benim için kritik ilkeler; porsiyon kontrolü ve ölçülü olmak. Bilinçsiz ve kısıtlı diyetler yapmadığım için çoğu şey gizli yasaklı yemekler listemde değil.
Diyetine yardımcı olması için kullandığın vitamin veya takviyeler var mı?
Evet, multivitamin kullanıyorum ve faydasını görüyorum. Besinlerden günlük ihtiyacımı alamadığımda protein tozu, antrenman günlerimde BCAA, yarışma dönemlerimde kreatin, yoğun antrenman dönemlerinde ise glutamin kullanıyorum.
Sana rol model olan motivasyon kaynakların kimler?
İsimler üzerinden gitmeyeyim ama gözlem yapmanın, kişisel eğitimin önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum. Sadece branş içerisinde de kalmak doğru değil. Ben elimden geldiğince LeBron neler yapmış, Ronaldo neler paylaşmış, Federer nasıl yaşıyor takip etmeye çalışıyorum. Onlar sporculuğun en tepe noktasındaki isimler ve onları bu noktalara getiren karakterleri, rutinleri, yaşam tarzları var. Hepsinden beslenmeye çalışıyorum.
Son olarak, sporcu olmak isteyen gençlere tavsiyelerin ne olur?
Motivasyonun dışarıdan alınamayacağını, disiplinli ve istikrarlı çalışmanın sonuç getireceğini, hayallerini gerçekleştirebilmek için hayal kurmaktan çok performans ortaya koymaları gerektiğini bilmeleri isterim. Bunlar benim de sağlamaya ve kendime öğretmeye devam ettiğim şeyler. Gençlere de faydası olacaktır.