İyi bir uyku sayesinde daha iyi bir performans çıkarabilir misiniz? Ya da tam tersi iyi bir antrenman daha iyi bir uyku çekmenizi sağlayabilir mi? Bu soruların hepsinin cevabı evettir ve büyüme hormonunun uyku ve egzersizle yakın bir ilişkisi vardır.
Büyüme Hormonu Nedir?
Büyüme hormonu (GH), tıbbi literatürde “Somatotropin” olarak bilinen ve hipofiz bezi tarafından salgılanan karmaşık bir proteindir. HGH, GH veya hGH olarak kısaltılan büyüme hormonu, vücudun endokrin sisteminin hayati bir parçasıdır. Çocukluk ve ergenlik döneminde kemik, kas ve organların büyümesini destekleyerek gelişim sürecinde aktif bir rol oynar.
HGH’nin salgılanması belirli bir düzende gerçekleşir ve bu süreç, uyku ve egzersiz gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Özellikle derin uyku sırasında beyin tarafından kan dolaşımına salınan bu hormon, uyku sürecinin onarıcı ve yenileyici işlevlerinin bir parçası olarak görev yapar. Salgılama düzeni, tıpkı bir nabız gibi kesintili bir şekilde gerçekleşir. Bu durum, hormon seviyelerinin gün içinde dalgalanmasına neden olur.
Büyüme hormonu sadece çocukların gelişimiyle sınırlı bir görev üstlenmez. Yetişkinlik döneminde de vücut kompozisyonunun korunmasında önemli bir rol oynar. Kas kütlesinin korunması, yağ metabolizmasının düzenlenmesi ve doku yenilenmesi gibi işlevlerle vücudun sağlıklı kalmasına katkıda bulunur. Özellikle fiziksel egzersiz, bu hormonun salgılanmasını artıran önemli bir etkendir. Bu nedenle, büyüme hormonu hem büyüme sürecinde hem de yetişkinlikte metabolik dengeyi korumak açısından önemli bir role sahiptir.
Büyüme Hormonu Ne Zaman Salgılanır?
Büyüme hormonu, sağlıklı bireylerde gece uykusunun ilk 1-2 saatinde, özellikle Evre 3 (derin uyku evresi) sırasında salgılanır. Bu dönem, büyüme hormonu salınımının zirve yaptığı en kritik zaman dilimidir. Eğer bir kişi gece boyunca uyumazsa, büyüme hormonu salınımında belirgin bir artış olmaz. Ancak, uzun bir uykusuzluk döneminden sonra uyunduğunda, telafi edici bir mekanizma devreye girer ve bu süreçte ekstra büyüme hormonu salgılanabilir. Bunun dışında, yoğun egzersiz, stres, düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve açlık (aralıklı oruç) gibi durumlarda da büyüme hormonu salınımı artar.
Ergenlik döneminde büyüme hormonu salgısı en üst düzeye çıkar, ancak yetişkinlikte bu salgı miktarı azalır. Kaliteli uyku, düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, büyüme hormonunun sağlıklı bir şekilde salgılanmasına katkıda bulunur.
Büyüme Hormonu ve Uyku İlişkisi
Bilim insanları bir deney sırasında insanları gün ışığından ve günlük ritimlerini hatırlatacak çevresel faktörlerden uzak tuttular. Katılımcılar kendi uyku şemalarını kendileri ayarladılar. Bu deney birkaç kez daha yapılmıştı ama bu sefer bilim insanları kandaki büyüme hormonu seviyelerini ölçtüler ve hipofiz bezinin bu hormonu salgıladığı anı takip ettiler. Uyku sırasında salınan büyüme hormonu zirve seviyelerinin önemli ölçüde düştüğünü keşfettiler. Gecenin ilk yavaş dalga uyku periyodu daha kısaydı ve ilk REM periyodu daha çabuk gerçekleşmişti.
Araştırmacılar, uyku evrelerinin zamanlamasının uyku sırasında salınan hormon miktarını değiştirebileceğini belirttiler.
Büyüme Hormonu Uyku Saatleri
Büyüme hormonu, belirli saatlerde yoğun olarak salgılanır. En yüksek salgılanma, uykuya daldıktan sonraki ilk 60-90 dakikada gerçekleşir ve bu süreç genellikle yavaş dalga uykusu (SWS) ile ilişkilidir. Büyüme hormonu salınımı gece boyunca dalgalar halinde devam etse de en yoğun salgı 22:00 – 02:00 saatleri arasında, özellikle 23:00 – 01:00 arasında zirve yapar. Bu süreç, sirkadiyen ritimle de ilişkilidir ve karanlık ortamda uyumanın önemi büyüktür.
Geç uyumak veya uyku bölünmeleri, büyüme hormonu salgısını olumsuz etkiler. Bu nedenle, büyüme hormonu salınımını en üst düzeye çıkarmak için 22:00 – 23:00 arasında uyumaya başlamak önerilir.
Büyüme Hormonu ve Performans
Uyku ile birlikte büyüme hormonu da artış gösteren atletik performans arasındaki ilişki rastlantı değildir. Bazı çevrelerce, uyku atletik performansı geliştirmek için “sihirli bir hap” olarak lanse edilmektedir. Antrenörler ve ünlü atletler de düzenli uykunun öneminin farkındalar.
Ünlü atletler normal uyku düzenlerine zarar veren ailevi sorunlar ve mesleki planlarına bağlı olarak sık sık problemler yaşamaktadırlar. Buna jetlag olmayı da dâhil edebiliriz. Dayanıklılık sporcularının da genel anlamda bağışıklık sistemleri baskı altındadır ve az uyku bu durumu azdırabilir. Aslında atlet olmayan sıradan insanlarda bile az uyku bağışıklık sistemine zarar verebilir.