İngiltere ve Fransa arasındaki Manş Denizi’ni 14 saat 16 dakikada yüzerek geçen Murat Öz, hazırlık aşamasından başarı anına kadar tüm detayları bizlerle paylaşıyor.
Kamil Resa Alsaran ve Emre Erdoğan’ın antrenörlüğünde; Manş Denizi’ni bireysel olarak geçen 16. Türk yüzücü unvanını kazanan Murat Öz, 1 Eylül tarihinde İngiltere’nin Dover Boğazı’ndan yüzmeye başlayarak büyük bir başarıya imza atıyor.
“40 Yaş Hedefim Manş Denizi’nde Yüzmekti”
Küçük yaştan itibaren su topu sporu ile ilgilendiğini belirten Murat Öz, İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nde yüzmeye başlamış. İlk olarak 1996 yılında Boğaziçi yüzme yarışına katılarak açık suda yüzmeye başlayan Öz, iki yıl önce ise Manş Denizi’ni yüzmeye karar vermiş.
İki yıl önce kendisine 40 yaş hedefi koyarak Manş Denizi’ni yüzmek için antrenmanlara başlayan Öz, işin en zor kısmının hazırlık aşaması olduğunu belirtirken “Aslında önemli olan hedef değil yolculuktu” diyor. Peki, nasıl bir antrenman planı uygulamış dersiniz? Kendisi sadece havuzda ve denizde antrenman yapmakla kalmamış. Esneklik kazanmak adına pilates dersleri de alarak kendini geliştirmiş.
Kondisyonu iyi olduğu için öncelikle hız kazanmak ve tekniğini geliştirmek adına havuzda antrenman yapmaya başlamış. Haftada beş gün Bebek’te yüzerek antrenman yapmış. Öyle ki bazen öğle arasında bile yüzüp geri geldiği olmuş. Amacı ayda 100 km’yi doldurmakmış ki son üç ayda bu rakama ulaşarak devam etmiş.
“40 yaşımda pilatese başladım” diyen Öz, haftada iki-üç gün de esnemek adına bu şekilde ilerlemiş. Bazı talihsizlikler yaşadığı dönemler de olmuş elbette. Hazırlık döneminde üç defa ameliyat olması ve açık suda yüzmenin bir getirisi olan enfeksiyonla mücadele etmesi onu yıldırmamış. “Amaç kilometre doldurmak olunca güney bölgesindeki denizler ve deniz canlıları da hayatıma girmeye başladı” diyen Öz, deniz canlılarından korunmayı öğrenmek adına belgeseller izlemiş.
GoPro ile yüzerek deniz canlılarının dünyasını keşfeden Öz’ün bir amacı da antrenman yaparken Türkiye’yi tanıtmak olmuş. Öyle ki sabah 3.00’te Cadde Bostan Sahili’nden yola çıkarak Adalar’a kadar yüzmüş. Manş Denizi’ni geçerken tekne ile iletişim halinde olacağı için tekne iletişiminde kendini geliştirmek adına açık suda yüzme konusuna ağırlık vermiş. Toplamda 17 defa İstanbul Boğazı’nı geçen Öz, Çanakkale Boğazı’nda da yüzmenin yanı sıra Anzak Koyu gibi farklı lokasyonları da kendine mesken edinmiş. Başta da söylediği gibi hedefine giderken aslında bu yolculuğun tadını çıkarmaya odaklanmış ve kendi hikayesini yaratmış.
“Manş Denizi’nin Çok Fazla Belirsizliği Var”
İki sene önce Manş Denizi’nde yüzmek için 4-9 Eylül 2022 tarihine gün alarak ilk adımı atan Öz, “Bütün parkurlar içinde Manş Denizi’ne ayrı bakılıyor. Çünkü çok fazla belirsizliği var. Manş Denizi’ni bu dönemde geçmeye çalışanların başarısı yüzde 45 oranında. Hava izin vermeyebilir, deniz izin vermeyebilir, yağmur yağabilir, dalganın boyu artabilir ve beni sudan alabilirler. Aslında korkunç bir belirsizlik var” diyor.
“Türkiye’de gelgit problemi yok ancak orada var. Eylül başında hava ihtimalleri hep kötü ama su sıcaklığı için en iyi dönem. Son yüz yılın su sıcaklıklarına baktığımızda o dönemde 17-18 derece olduğunu görüyoruz” diyen Öz, İstanbul ve Çanakkale sularında 24 derecede yüzdüğü için vücudunu düşük ısıya alıştırmak adına; son zamanlarında her sabah küveti buzla doldurmuş ve vücut ısısını düşürerek kendisini 15 dereceye kadar alıştırmış.
İngiltere’ye gittiğinde ondan önce başlayacak sporcu gelmediği için 2 Eylül tarihine kendisini alabileceklerini söylemişler. Yaşadığı stresin büyümemesi adına erken başlamayı kabul etmesine karşın bir gün kala kendisini alamayacaklarını öğrenmiş. “O akşam çıkamadığım için 10 gün beklemek durumunda kaldım. Ancak bu süre zarfında antrenman bile yapamıyorsun. Çünkü akşam 7.00’de biri sizi arayıp gece yarısında başlıyorsun diyebiliyor. Ayın 9’undan sonra gelgit seviyesi artıyor ve daha önce bu seviyede yüzmediğin için ne olacağına dair fikrin de olmuyor” diyor.
“Tüm Duyguları En Üst Seviyede Yaşadım”
“Manş Denizi’ni 14 saat 16 dakikada yüzerek geçeceğini tahmin ediyor muydun?” diye sorduğumuzda aslında 16 saatte tamamlayacağım diye denize girdim. ‘Ben ne yapabilirim?’ diye çok merak ediyordum” diyor ve ekliyor; Manş’ı son 500 metrede bırakan kişiler var. Kramp ve soğuk nedeniyle 12. saatte sudan alınan olabiliyor.”
Normalde iki saat daha erken bitirebileceğini belirten Öz; iki fırtınalı gece arasında, en yüksek gelgit seviyesinin olduğu aralıkta yüzmek durumunda kaldığı için hedeflediği saatin uzadığını dile getiriyor.
“Saatte 16-17 Bin Kalori Yaktım”
Yüzerek geçirdiği 14 saat boyunca neler düşündüğünü ve nasıl hissettiğini sorduğumuzda “Bütün duyguları en üst seviyede parça parça yaşadım. Sadece 5 saat boyunca dalga yedim, 3 saat akıntıya karşı, 6,5 saat ise karanlıkta yüzdüm. Saatte 16-17 bin kalori yaktım. Her şey çok yoğun geçiyor” diyen Öz; “Kimi böyle durumlarda gerisayım yapar kimi de belli hedefler koyar. Ben beslenme planımı hesaplamıştım; 45 dakikada bir beslenmem gerektiği için hep 45 dakikalık düşündüm. Kaç saat süreceğine dair bir düşünceye girmedim” diye de ekliyor.
Tam 14 saat 16 dakika yüzdükten sonra Fransa’nın Wissant sahiline ulaşan Öz, güneşlenen insanların kendisini merakla karşıladığını belirtiyor. Muhtemelen adrenalin yüzünden sudan yorgun çıkmadığını da ekleyen Öz, Türk yüzücüler arasında Manş’ı en yüksek gelgit seviyesinde geçen kişi olarak öne çıkıyor. En kötü senaryolara çalışarak ilerleyen ve yüksek akıntıya rağmen amacına ulaşan Öz, haklı gururunu dahi mütevazı şekilde yaşayarak “Sadece yapmam gerekeni yaptım: Kulaç attım” diyor.